Hayatımız boyunca yaptığımız tek şey.
Başka türlü katlanamıyoruz sefil hayatlarımıza.
Hatalarımızla yüzleşmemek için oyunlar oynuyoruz.
Mutlak galibi olduğumuz oyunlar.
Halbuki ağır yenilgilerimiz var, büyük kayıplarımız var hayatta.
Neden sadece biz haklı olalım ki?
Bizi haklı kıldığını sandığımız nedenler birgün bizi haksız da çıkarabilir.
Bize yapılan haksızlıklar gün olur başkalarının kalbini kıran hatalarımız olur.
Aşk, acı, şehvet, yalnızlık, öfke aklımızı esir alan tutkularımız.
Sadece sahip olmak, sadece onunla olmak, sadece kazanmak hırsı ile ne çok şeyi görmezden geliyoruz.
Yabancılaşıyoruz kendimize..
Kazanmak niyetiyle basıp geçtiğimiz, acıttığımız yürekleri yok sayıyoruz.
Hak hukuk aramıyoruz, önemsemiyoruz söylenenleri.
Kulaklarımızı tıkıyoruz gözümüzü açmak isteyen seslere.
Zafere giden her yol mübah, yolumuza çıkan herkes yanlış.. Kendimizden başka kimsenin haklılığına ihtimal vermiyoruz.
Hani derler ya adalet birgün herkese lazım olur diye, devran döner de başkalarının hırslarının oyuncağı olan biz olursak o zaman ne olacak?
Kimin adaletine sığınmaya hakkımız olacak?
Kim dinleyecek bizi? Kimse..
Ve işte o gün yine aynı oyun oynanacak ve mağdur olduğumuz, yaralandığımız için ağlayacak kendimizi kandıracağız.
Kendi yolunda bizi üzeni, hırslarına bizi alet edeni suçlamak, karalamak sırası bize geçecek.
Bunu da hiç düşünmeden yapacağız asla ihtimal vermeyeceğiz bu yolda bizim de hatalarımız olduğuna..
Bencilliğimizin esiriyiz, mutluluklarımızın, acılarımızın esiriyiz.
Mutlu olmak için başkalarının canını yakmaktan korkmuyoruz, mutlu olmak için canımızı acıtanlara kızıyoruz.
Bu ikilemi farketmek yerine her koşulda kendimizi haklı çıkaracak oyunlar oynuyoruz.
Kandırıyoruz tüm benliğimizi..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder