9 Haziran 2014 Pazartesi

Küçük İskender / Karanlıkta Herkes Biraz Zencidir


"Şimdi uzun zamandır hasretini çektiğim tenin gibi kokmakta İstanbul'un yakılıp yıkılıp işgal edilmiş köşeleri."

"Şiirden uzaklaşmalı, mars yüzeyinde karamsar ve kurgusal bir aşk fantezisi döktürmeliyim."

"Ellerimiz uyur, biz bedenlerimizi parka götürürüz azar azar."

"Dudakların ne ki, olsa olsa şurdan üç beş adım
Ben mezarın öteki yanına yatacağım sana iyi geceler."

"Aşk, şahane dudaklarında ılık bir öğle rakısı
Aşk, şahane dudaklarında eski bir partizan şarkısı
Söylenemeyecek kadar felaketti, adsızdı
Gürültülü şehrin büyüsünde ezanlar kadar ıssızdı
Her sokakta erkeksiz, her yatakta kadınsızdı
Aşk, şahane dudaklarında hatalı bir kelime atlası"

"Geri çekiliyor aşk, ardında bıraktığı bedenleri yakıp yıkarak."

"Bu yalnızca tanrının ağzındaki yaraya duyduğum kaşı konulmaz  eğilim."

"Hiçbir harfin, hiçbir kelimenin, hiçbir mananın okuma yazması yoktur."

"Güçlü olmayı kendine yediremeyenlerin hikayesi."

"Hiç şekillenir mi kurbanın alın yazısı."

"Beni bu ülkede kaybettin bari bambaşka bir dinde kazan."

"Ben sana hep insanı anlattım sense insana hep küfürle kapattın gözlerini."

"Teslim ol cesedim!
Kaçamazsın artık seni son sevgilimin dudaklarında enseledim!
Hüznüme geçmez sözüm
Ey hayat,
Belli ki kendimi ele vereceğim!"

"Sevişmek de yasak şimdi! Efkarlanmak da!"

"Şu soytarıların yüzünden çekip de almadıkça o otoriter  rejim maskesini, kafana kıçımı geçirmişsin nafile!"

"Ruhuma iyi bakın, ben mühim değilim."

"Biliyordum, uzaklara giden biri artık korkaktır
Altındaki alttan, üstündeki gökten
Hatta içindeki acıdan bile korkar.
Biliyordum, uzaklara giden biri aktık noksandır."

"Sevgilim, bu şiiri sana ben yere çakılmak üzere olan bir uçakta yazıyorum.
Ben yazıyorum uçak düzeltiyor."

"Nara sor: hangi tanesini daha çok seviyor."

"Fuzuli sevgili lazım
fuzuli alkol lazım
ah, bu gece biraz da nazım okumak lazım."

"Heves kalpten kaçtı, böyle yeteneksiz devrim olmaz!"

"Üzerimde sonsuz küstahlığın tırnak izleri var."

"Kim bilir, herkes başka bir ceset bulur gömülsün diye kendi yerine."

"Korku ölüm için şarkı söyler
Acı, hayatın yorduğu büyük kelime."

"Ümidin sıska çocuklarıydık beceriksizliklerimize mana arayan."

"Ben adımı söylemiyorum
Söylersem yangın çıkar
Sarhoş adamlar terkeden sevgililerine dönerler
Sıkı sıkıya sevişilinmiş akşamlarda
Akşamlar haklı çıkar!

Ben adımı söylemiyorum
Söylersem yangın çıkar
Geç gelmiş mektuplar büyük ihanetler saklar
Sıkı sıkıya ağlanılmış akşamlarda
Yalnızlık haklı çıkar!"

"Sana karanlığımı bağışlıyorum aptal aşık!
O karanlığı artık, kendi siyahınla besle!"

"Bir kadını, bir erkeği, bir 'bir' olmayı sevebilmişsen
Yürü git çocuğum!
Ne işin var bu ossuruktan teyyare yalnızlıkta."

"Sana da bir kere verir elbet bu
Bu..
Bu şeceresine shakespeare okuduğum kainat!"

"Adamı ipe götürür seni bağışlamak."

"Acının üvey evladıydım gece aşktan tasarruf ederken."

"Tutucuyuz: bacakaramızda ırk var."

"Aşka maruz kelimeler var dilimizde."

"Ciddi bir mesele oldu hayat çünkü malik değiliz sebebe!"

"Saadetin zayıf, adaletin ince."

"Tehlikeli bir yılan gibi duruyorsun
Ruh yoksulluğunun harikulade iskeleti üzerinde."

"Tutulamayacak yeminsin, yemin ediyorum
Her insana gerçek aşkı özletecek bir külfetin var"

"Uykum geldi diyorum, seni sevmekten uykum geldi."

"Oysa hiç şansım kalmadı yeniden doğmak için, bana ait olduğu belirtilen külden."

"Öleceksin, biliyorum, bu ihbar artık hiçbir aşkı kurtarmaz."

"Biliyorsun ölümde ağzına veriyor aşkın."

"Şüphesiz benim de sabıkam var sevdalardan
Şüphesiz benim de sırlarım var bilmediğim
Öğrendiğimde yalnız kendime fısıldayacağım sırlar."

"Kaybettiğim ne ki
Belki bir beden, belki bir insan, belki bir fırsat."

"Çile koyduk dudaklarımızın adını."

"Yeryüzündeki acılardan utanıyorduk henüz göğe bakmadık!"

"Sonbahar suçsuzluğumuzdan sorumluydu."

"Çığlıklar, haykırışlar, tomurcuklar gibi yalnız hür ve çocuktuk!
Çocuk olmak, henüz yasaklanmamıştı!"

"Yokolan bir lisandan bize kalan o tek kelime: Aşk!"

"Peki, şimdi senden bana kalanı nasıl taşırım
Gecenin bacaklarını omuzuma atıp
Gecenin apışarasında karanlığın aklını siker gibi!"

"Beni sevmeye çalış!
Benden sınıf geç!
Benden kurtul mezun ol!
Mezun ol ama beni lütfen anlama!"

"Babayı bilmem ama anaya katil olma."

"Demek terkettin beni
Aferin al sana bir madalya
Bir savaş diye başladığın bu aşktan
Muzaffer çıktın yalnızlığa
İhanet, rütbesini yükseltmez insanın
Sırtını daha kolay döner sadece
sevgililerinin intiharlarına."

"Bir askerin teker teker yıldızları vurduğu savaşta
bende kurşundum!
Gittim, kendime saplandım tam on ikiden!"

"Şimdi çift kişilik yataklardayız başka başka insanlarla!
Başka başka hayatlarda!"

"O! Cehaletimde mevzilenen sevgili!
O! Şevkle tutarken bozduğum oruç!
O! Nefes darlığım, yürek çarpıntım, ölüme sebebiyet veren saltanatım!
O! Kendi zehriyle can veren tek yılan!
Adını unuttum
Onu unutamadım!"

"İhanet korkunç sevdalara mahlas!"

"Müzik kutusundan yaramın 45'liğini seç ve bu gece yalnız onu çal düşes!"

"Elbette bir el bulurum içimde beni özleyen, beni arayan ve karanlığımda beni yoklayan!"

"Bir bak bana! Bir bak bana ve çek git düşes!
Dudaklarım dudaklarına doğru esecek olsa
Bizi ses çevirirdi, bizi söz çevirirdi!
Şimdi seste söz, bir hakikat rüzgarı gibi esecek!
Suçluyuz düşes!
Mamafih suçluyuz!
Suçumuz, bir bardak suda okyanus görmek!"

"Sıcakta bir bardak soğuk su gibi
kuvvete sığınmış bilgi gibi
adının başına konacak sıfat gibi kalayım."

"Bir yaz lekesi gibi çıkmazken aklımızdan aldatılmak
çıkmazken aklımızdan haybeden umutlarla cebelleşmemiz
bilmeyiz ki
beton gibi rakılar içen dişilerdir
asıl annelerimiz!"

"Sen öl! Ben taşındaki yazıya misafir bile gelmem!"

"Kaç eliyle kraliçeye dokunur kalbimi boşaltıp içine doldurduğum simsiyah onur."

"Tesellin olsun sana ısmarladığım gözyaşları."

"Senin yaşın aşka tutmuyor hiç gelme
bükülmüş dudaklarına bükülmüş sözler büyük kaçar."

"Aklıma ilk gelecek bir şey gibi düştün."

"Aşk insanı acıktırır
aşk bir insanı ölüme susatırsa aşk diye anılır."

"Bana ayak bastığın gün, aşk herhangi bir gün olarak katılır haftaya."

"Aşk gülünün üstündeki çiydi ayrılıklar."

"Sen yaşamak içinsindir yarım bir şiir,
bir şeyin tanımsızlığı gibisindir
bir şeyin hep alta bakan tarafı gibi narin ve derin."

"Ve kalabalık duraklarından geçiyorum senin
Bilmezsin.. Etin kaybedilmiş bir yalnızlık savaşıdır."

"Sen bana eğilirken ben sana katlanayım
ben sana katlanırken istersen sen bedenime bölün benim!"

"Ben her sonbahara hep yaz'ı kırarak başladım.
Yazları kırarak sonbahara başlamak..
Bunlar benim sevişirken kaybettiğim savaşlardı!"

"Affet, bütün bunlar bir ölünün hayatta kalma heyecanından."

"Resimler ölmez, resimler öldürür."

"Çünkü gül, bir sevgilinin saçlarında koşarken ölür!"

"Bu defa bağışlaman gerek
benim hatırım için,
aydınlığın koynunda bulduğun karanlığı!"

"Ayrılırsak bir akşamüstü ayrılalım
ben üşütmüş olayım biraz
ansızın bırakıp git beni
ilaçlanan bir evdeki hamamböceği misali"

"Elbette karşılaşmalıyız bir gün yolda
sen başını öne eğmelisin
ben başımı öte yana çevirmeliyim,
birbirimizi hiç görmemiş gibi yaparak
yürümeliyiz ayrı ayrı yerlere doğru
düşüp parçalanan bir pusula
nasıl göstermezse artık hiçbir yönü

polis bu şehri tanık yazmalı
bu an be an büyüyen cinayete,
ceketin yakasına iliştirilen kırmızı karanfil örneği
en çok böylesi ayrılıklar yakışır ihanete!"

"Ve üstelik, gözlerindir içine yüzyıllarımı sığdırabileceğim ıslak kasa."

"Bitti..
Bir çılgın aşk, bir çılgın genç beni uçurumdan aşağı itti..
Ben seni çoktan affettim, sen sevdanı helal et!"

"Çünkü yeryüzü, gökyüzüne sığmayacak kadardı!"

"Dirilen bir ceset gibiydim
Beni bıraksanız, ah bir bıraksanız,
Ödünç bir tutku, özürlü bir rüzgar misali
Dağılıp gidecek gibiydim!"

"Ah kilometrelerce ötedeki dilsizliğim, sen.."

"Aşkın bir huzurevinde bahçede paslanan tekerlekli sandalye."

"Hayat varyetelerinde [kaçırılmışım], hayal bulamamış beni,
doruklar oturtmamış kucağına, öpülmemişim hiç, öp
öncelikli düğümler atılmış, sıkıştığım pakette [buruşmuşum],
buruşmuş hayatım, bir kabahat gibi,
hatta bir kabahat gibi YOKMUŞUM!"

"Yüzümün orta yerinde bir bıçak gibi saplı duran sevdalarım."

"Bize bir tek hasret ve ihanet kalacak, inan
bize bir tek, hüzün imgeli sevinçler!"

"Yani sevgilim hüzünlü bir nem bu yağmur denen şeyin aslı."

"Unuttum hangi evden gelmiştim nereye dönecektim
kimi sevmiştim, kiminle sevişmiştim unuttum."

"Bendim hüznünüzün yedek parçası."

"Bir uçak gibi çakılır aşka ihanet
şairler her gece bir oyuncak öldürür
kadehlere şampanya yerine kan doldurur hatıralar
çocukları en fazla tüller ve cesetler güldürür!"

"Bitmeseydi, bitmeseydi bu öykücük
şimdi tanıştığım her yeni sözcük
hatırlatmasaydı bana  yağmuru"

"Bazı geceler yalnızca ağlatarak unutturulabilir."

"Ben bazı baharları hep yarım bıraktım
kendimi yüzüstü unutup anıya dayattım."

"Yoktu artık içim, yoktu artık adresim ve gölgem
saçlarımı kazıttığım gece bütün şehr nem
bir elektrikli sandalyeye oturtuldu ömrüm."

"Anahtarlıklarımızda şimdi eski ve kirli, 'seni seviyorum' çarşafları aslı durur."

"Eskiyen elbette ki yalnızca kadın ve ölüm."

"İyi planlanmış bir cinayet gibi geçerken hayatımız
hayatımızdan, ötürü hayatlardan şüphe duymamız
asıl unutulmuş yüzler gibi bir de
kırıldı zümrüt o sahte tarihte."

"Gitsem, biliyorum, çocukluğum küsecek bana
kırmak istemiyorum yazılmamış mektuplarımı
bütün mekteplerde aşkımı yaramazlık ederler
ve kuvvetli dudaklarda, biliyorum,
ne çok özlemim vardır..

Kendi adımla çağırdım ölümü çoğu
hep hayat koştu geldi
o hayat ki çocuktu saftı temizdi
ve ölüm kadar güzeldi.."

"Patladı işte gençliğimin en lüzumlu penceresi
adını adıma sapladım: intiharlar kanadı

unutabildikçe artacak korkularım
korktukça da ezberleyerek susuyorum

kaçını sevdim, kaçını vurdum, kaçını bıçakladım
sen olsun, sevme beni
korkuyorum.."

"Niyeti nedir böyle beklemenin."

"Kulaklar beklemekle özlemek arasında bir yerdeydi
Kulaklar varetmekle küfretmek arası bir yerde
kulaklar işitmekle akdeniz arası bir yerdeydi."

"Biz noktalı virgüllere benzerdik."

"Her insanın beklenmedik bir telaşı vardır nasılsa."

"Gecenin bir yarısı telefon çalar gibiydi
gecenin bir yarısı,
bir annenin vefatı söylenir gibiydi
gecenin bir yarısı, bıçaklanılır gibiydi
hastaneye kaldırılırken ölünür gibiydi gecenin bir yarısı
böyle bir şeyi andırırdı hissetmek "

"Ben yalnızca, hüzünden bir pardösü, istedim
kim bilir yalnızlık bitince artık ne başlayacak
ve kim bilir en büyük sevdalar kimin içindi
ve biz ki dünyanın tetikleri
bir yer arı bir yerdi vardı hatırlayamadığım
hani, insanın cümbür cemaat gelip
ölümle alay ederek tek başlarına gittikleri!"

"Oysa ben oyuncaklarıma acıyı çoktan öğrettim."

"İhanetlerimize katma dostluk vergisi dahildir."

"Ben yaşamak istiyorum ben abicim, toplumsallaşmak!
Ama yalnızlık, daima, ana muhalefet partisi!"

"Formüle edilebilecek mi hüzünlerimiz."

"Hiçbir ölünün güzel olmaz ki zaten elleri."

"Ve niçin ondalık sistemde çalışır aşk onca rakam gibi romen yürek varken.."

"Bozuk pikap iğnesi gibi gözlerimde taşplak gibi bir hüzün
ağzımın plakası olan ad! senin adın!
her sevgide bir element gibi keşfettiğim o yüz!
senin yüzün!"

"Bulabilecek misin mistik bedenime ait sevinci sen
bulabilecek misin dudaklarıma bir temas
dudaklarıma elvan bir desen."

"Oysa-ilkin-herkesten önce-yalnızlık vardı."

"Yakışmadı gerçekten gençliklerimize kaçık çorap muamelesi."

"Ve bir tren alır dumanını başka gecelerde başka istasyonlara gider."

"Ey yüreğim, siyah zambağına umut sürdüğüm
hüzün biter, sevgi gelir
bir gün saltanatın başlar."

"Sevgilim böyle devrik cümlelerle küçülmüşçesine soylu ve kibar parmaklarıma dolanan tespihtir saçların."

"Ah nasılda geçiyor zaman
nefes nefese doğan sevdaya rağmen
keşke bir şeyler keşfetseydik diyor insan
ve mezarlık yoluna sapıyor hemen

ben bütün gece uyumadan ölebilirim
herhangi biri bütün gece ağlayabilir
unutturabilir saydam bir renk eski bir sevgiliyi
ve bir camın patlayarak kırılması
eski bir sevgiliyi birdenbire
hatta acımazsızca hatırlatabilir!

yani sevgili dediğim yalnızca bir fıkradır
hem insan bir fıkraya daha ne kadar gülebilir!"



                                            Enfes bir parça, keyifli dinlemeler :)

2 yorum:

  1. adam (küçük iskender) bir çuval inciri berbat etme uzmanı.. tam eli yüzü düzgün giden bir şiir / serbest metin okuduğun hissine kapılıyorsun hemen bir argo kelime bir küfür ya da ne bileyim sokak diline yanaşmalar, osuruk yarak kürek vb. can yücel charles bukowski gibi insan olarak çok tatlı ama sanatsal açıdan kıytırık yazarların etkisi altında saçma sapan özensiz seçilmiş kaba saba kelimeler.. iskender'in kipatları (evet, henüz kitap değiller) türünün en iyileri olabilir ama sonuçta ergen dili ve edebiyatı olmaktan kurtulamıyor.. oturup tüm yazdıklarını baştan sona düzeltse, ayıklasa, bazı yerlerini yeniden yazsa, 50 kitap 5'e düşer. az ama öz olur ve efsane bir şair olabilir. geçim derdinden böyle yapıyorsa bahane olamaz. pek çok sağlam, oldukça sıkı sanatçı girip bir işe çalışıyor ama sanatına ihanet etmiyor, ticari olarak taviz verecekse en azından kapitalist düzenin zorunluluğu içinde 9-6 çalışmakla taviz veriyor, sanatını yine %100 kendisi olarak, %100 sivil ve anarşist bir kafayla icra ediyor, bunda etik dışı durum yoktur, yüzyıllardır sürüp giden bir ekmek kavgası sonuçta. oysa bir sanatçı adayının ticari ürünler ortaya koyması kadar büyük bir ihanet olamaz, hem sanata karşı, hem hayata karşı..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun saygım sonsuz. Fakat herkesin hayata karşı duruşu farklıdır bilirsin. Kimisi küfürler savurur kimisi buruk bir gülümsemeyle karşılık verir. Olay kişiden kişiye değişir yani. Belki de küçük iskender'in yaşadıklarını izah edebileceği en büyük unsur küfürdür, bilemeyiz. Genele değilde özele inerek düşünmek gerekiyor bence :)

      Sil